140 Karakterde Satış
Y Kuşağı Satıcılar İçin Satışa Başlangıç
Günümüzde internetin hayatımızda kapladığı yer gerçekten de inanılmaz. Başlangıçta e-posta alıp göndermek, araştırma yapmak, haber okumak, eğlenceli vakit geçirmek veya sohbet etmek gibi amaçlarla kullandığımız internet, sosyal paylaşım sitelerinin ortaya çıkışıyla beraber bambaşka bir boyut kazandı. Artık neredeyse tüm hayatımızı internette çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde görünür şekilde yaşıyoruz. Linkedin ile iş bağlantılarımızı oluşturuyor, devam ettiriyor ve kariyerimizi yönetiyoruz. Facebook ile arkadaşlarımızı buluyor, takip ediyor ve beğendiğimiz konuları, fotoğrafları, görüşlerimizi onlarla paylaşıyoruz. YouTube’ da eğlenceli görüntülerimizi paylaşıyor ve Dünya’ da ilgimizi çekebilecek her olayın görüntülerine anında ulaşabiliyoruz.
Tüm bu sosyal medya zenginliğinin içinde Twitter da kısa sürede hayatımızda önemli bir yer edindi. Hemen her konudaki görüşlerimizi 140 karakterle sınırlı olsa da paylaşabiliyor, merak ettiğimiz konulardaki gelişmeleri izliyor, neredeyse Dünya’daki tüm gelişmeleri cep telefonumuzdan veya bilgisayarımızdan özet bir halde anında takip edebiliyoruz. Görünüyor ki başlangıçta karakter sınırı olması nedeniyle duyulan endişeler ortadan kalktığı gibi bu konsantre içerik Twitter’ in bir avantajı haline dönüşmüş durumda.
Doğrusunu söylemek gerekirse diğer sosyal medya mecralarını kullanıyor olsalar da insanlar Twitter’ı biraz daha geç kabul ettiler. Başlangıçta onu daha hafif ve eğlencelik buldular. İlk kullanıcıların ellerinde telefon her ortamdan yerli yersiz Twit’ lemeleri insanlara itici geldi. Buna yol açan etken muhtemelen, ilk kullanıcıların ağırlıklı olarak gençlerden oluşması yanında ilk zamanlarında Twitter kullanım konularının daha ziyade insanların nerede ve kiminle oldukları, ne yedikleri veya o an ne yaptıkları gibi hafif içerikli konulardan oluşmasıydı.
Sonra bir de baktık ki Lady Gaga’ nın Twitter’ da 30 milyon takipçisi olmuş. Halen önde gelen bazı iş adamları veya siyasetçiler Twitter’ ın geldiği noktayı anlayabilmiş değiller. Hatta Twitter’ı toplum için bir felaket olarak bile tanımlayabiliyorlar, ancak bu Twitter’ ın Dünya’ mızda kazandığı önemi ortadan kaldırır mı? Kesinlikle hayır…! Başkan Obama’nın öldüğünü duyuran uydurma bir Twit Amerikan borsalarından bir günde 135 milyar doların buharlaşmasına yol açtı. Bunu övecek değilim tabi ki ama Twitter’ ın ne kadar etkili bir mecra olabileceğini anlamanızı istedim. Benzer şekilde Amerika’ yı sallayan Wall Street protestolarının örgütlenmesinde Twitter çok kritik bir rol oynadı (@occupywallstreet). Üstelik bu durum yalnızca gelişmiş ülkelere has da değil. Bizde de çok yakın bir zamanda Gezi Parkı protestolarında yüzbinlerce kişinin Twitter ile organize olarak aynı anda nasıl harekete geçebildiklerini şaşkınlıkla gördük (@direngezi, @direngeziparkı, @occupygezi @occupytaksim). Artık en mesafeli yaklaşanlar bile Twitter’ ın yadsınamaz gücünü farketmiş gözüküyor.
Peki ama Twitter formatında bir satış kitabı yazmak konusu nereden çıktı? Fikir aslında Twitter’ ın çıkış amacıyla hemen hemen aynı. Benim 2012 yılında yayınlanmış çok kapsamlı bir satış kitabım var, adı “Satış Küpü, Günümüzün Pazarlama Stratejileri Işığında Etkili Satış Taktikleri”. Oldukça önemli bir ilgi gördü ve bugüne kadar üç baskı yaptı. Ancak şunu farkettim ki, 470 sayfalık bir kitabı okumak çok ciddi bir zaman ve konsantrasyon gerektiriyor. Bu, neredeyse üniversitede ders almak gibi bir şey. Hâlbuki günümüzün şehir insanı zaman fakiri… İşten çıkıp çocuğunu almaya, oradan markete koşturuyor, ev işleri filan derken kendisini oturma odasında koltuğuna yığılmış bir şekilde buluyor. Bu kadar yorgunluğun üzerine ellerine 470 sayfalık bir kitabı almakta zorlanmalarını anlayabiliyorum.
İşte tam bu noktada Twitter’ ın içeriğinin nasıl değiştiği aklıma geldi. İlk zamanlardaki magazin içerik yanında artık profesyonel bilgi paylaşımının da yaygınlaştığı bir mecra haline dönüşmüştü Twitter. Ben de bu trende uydum ve satış-pazarlama konularıyla ilgili bir Twitter hesabı oluşturdum, paylaşımlar yapmaya başladım (@kurşat_tuncel). Paylaşımlarımı İngilizce ve Türkçe olarak yaptığım için bir süre sonra farklı ülkelerden de çeşitli takipçilerim oldu. Twitter’ daki paylaşımlarım aslında kitabımın içeriğini ve satış-pazarlama konularında değerli bulduğum bazı bilgileri içeriyordu ama tabi ki standart kitabi metinlere oranla çok daha kısa ve dikkat çekiciydi. Böylece günde birkaç paylaşım ile belirli bir süre sonunda çok ciddi bir kapsama ulaşmak mümkün olabildi. Twitter, seyahatte, boş zamanlarda, bir yerlerde vakit geçirmeye çalışırken veya otobüs beklerken bile okunabiliyordu, bu da profesyonel bilginin hızlı yayılmasında çok ciddi bir avantaj sağlıyordu.
Twitter’ daki kısa paylaşımların büyük etkisi ve takipçiler tarafından kolaylıkla ve hevesle izlenebilmesi bende satışla ilgili konuların, iyi bir sınıflandırmayla, aynı Twit atar gibi kısa metinlerle kitaplaştırılabileceği düşüncesini uyandırdı. Böylece cep telefonundan Twit okur gibi herkes bir satış kitabı okuyabilecek ve her türlü ortamda zaman ve konsantrasyon sıkıntısı çekmeden kısa kısa satışın önemli konularını öğrenebilecekti. Üstelik bunun için bir Twitter kullanıcısı olmaları bile gerekmeyecekti.
Kitabın adında niçin “Y kuşağı satıcılar için” deniyor? Çünkü bu kuşak sosyal medyayı büyük bir etkinlikle kullanabiliyor, gücünü çok iyi biliyor, hatta kitap okumak yerine aradığı bilgileri internetten edinmeyi tercih ediyor. Bu son tercihlerinin doğruluğunu tartışabiliriz ancak günümüzde satıcı olarak çalışanlar ağırlıklı olarak Y kuşağındandır, hatta yavaş yavaş Z kuşağı iş hayatına adım atmaya başlıyor. Dolayısıyla onlar bu mesleki bilgileri kitaplar yerine internetten, tercihan Twitter’ den edinmeye çok daha eğilimliler. Bilgilerin içeriği bir yana bunu bir çağdaşlık göstergesi olarak kabul ediyorlar. İtiraf etmeliyim ki X kuşağına dahil birisi olarak ben halen kitap sayfalarının kokusunu tercih ederim ancak bu yeni kuşağın davranışlarını da anlayabiliyorum. İşte bu nedenle Y kuşağı satıcılar için dedim. Madem Twitter’ı seviyorlar o zaman bu bilgileri birer Twit gibi almalarında bir sakınca yok. Bu kuşağa dahil olamayan satıcılar da üzülmesinler, zira sonuç olarak bu bir kitap, yalnızca formatı Twit gibi, dolayısıyla onlar da aslında alışık oldukları gibi ama çok daha konsantre bir şekilde bu bilgileri edinmiş olabilirler. Kim bilir belki de bu formatı çok sever ve Twitter kullanmaya bile başlayabilirler.
Sözün özü, iyi bir satıcı olabilmek için gereken özellikleri kendimce belirledim, bunlarla ilgili zaman içerisinde attığım Twitleri toparladım ve ortaya bu kitap çıktı. Bu nedenle de kitabın adı “140 Karakterde Satış” oldu. Başka konularda Twitlerini kitaplaştıranlar olduğunu biliyorum ancak bu kitap satış konusuna özel yazılmış Twit formatında Türkiye’ de ilk kitap olma özelliği taşıyor. Belki Dünya’ da bile öyledir, henüz Twit formatında bir satış kitabına rastlamadım, emin değilim. Önemli olan nokta şu ki; satışla ilgili tüm kritik konuları bu şekilde çok kısa metinler halinde toplamam mümkün oldu. Artık okuyucuların zaman kısıtı bahanesine sığınmalarına gerek kalmadı. Bu kitabı bir kafede vakit öldürürken, arkadaşınızı beklerken, otobüste, metroda işinize giderken kolaylıkla ve eğlenceli bir şekilde okuyabilirsiniz.
Sizin aklınıza gelmeden hemen belirteyim; bu okunma rahatlığı ve kısa içerik, satışla ilgili verdiğim bilgilerin de hafif olduğu algısını yaratmamalıdır. Mark Twain, bir arkadaşına yazdığı uzun mektubunu şöyle bir özür cümlesiyle tamamlamıştı, “Sevgili dostum, biliyorum mektubum biraz uzun oldu, beni affet, ancak kısa yazmak için yeterli zamanım yoktu”. Aslında herkes bilir ki bir konuyu olabilecek en kısa şekilde ifade edebilmek uzun uzun anlatmaktan çok daha zordur. Kitabın formatı gereği burada anlatılan bir kavramı ayrıntılı şekilde okuyucuya açıklamadım, bu zaten amacıma da ters olurdu. Kitabı, bir atasözleri kitabını okumak gibi düşünebilirsiniz, her bir atasözünü açıklamaya kalkışsak çok sıkıcı olurdu değil mi? Hâlbuki kısa Twitlere okuyucu kendi yorumunu yaparak içselleştirebilir ve kolaylıkla aklında tutabilir. Yine de daha detaylı bilgiye ulaşmak için “Satış Küpü” kitabımı da okumanızı tavsiye ederim. Böylece bilgi dağarcığınızı daha fazla arttırmanız ve satış okyanusunda çok daha derinlere doğru dalmanız mümkün olabilir.
Yayın Detayları
- Kategori: Yayınlar
- Yayınevi: Ceres Yayınları
- Yayın Tarihi: 2015
- Sayfa Sayısı: 240